İmamoğlu, “Tüm hemşehrilerimi bu sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyorum. 16 milyon bunları söylemem için beni seçti. Bu millet yat, kat, saray istemiyor. Bu millet iş, aş, eğitim, ekmek istiyor.” dedi.
Sabah 09.23’te müdürlüğe ulaşan Ekrem İmamoğlu, itiraz dilekçesini sunmadan önce gazetecilere açıklamalarda bulundu. ÇED raporu ile ilgili sürecin usulüne uygun yürümediğini belirten İmamoğlu, “Baktığınızda önce plan askıya çıkar. Sonra projeye göre bir ÇED raporu uygulanır. Her şey apar topar. Bizim derdimiz bu güzel memleketin, coğrafyanın iyiliklerle buluşması, güzelliklerle buluşması, zarar görmemesi. Örneğin çevre planı düzeni dediğiniz, aslında bir uzlaşma metnidir. Yani toplumsal bir uzlaşmadır. Kapalı kapılar ardında yapılmaz. Hele hele 1/100.000’lik plan bir anayasa gibidir. En üst perdeden bir plan düzenidir. Kimin haberi var? Bir şey duydunuz mu? Bir çalışma duydunuz mu? Odaların, sivil toplum kuruluşlarının üniversitelerin kimin haberi var? Hiç kimsenin haberi yok. Yani dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama olmaz. Bu anlayış, yanlıştır. Bu işin içinde olanlar, bu işi hazırlayanlar… ” dedi.
“5 YIL BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPTIM; BİR YERE Mİ DAVET EDİLDİM?”
Kanal İstanbul’la ilgili verilen örneklerin yanlış olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bakın dünyada böyle 50 tane kanal var deniliyor. 100 tane de olabilir, 200 tane de olabilir ama İstanbul bir tane. İki kıtayı birleştiren coğrafya, bir tane. Yani dünyanın gözbebeği, en nadide noktasında yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilmek, bunun sorumluluğunu taşımak, bunu tartışabilmek, konuşabilmek… 2011’den beri bir hikayedir geziyor. Kimin bilgisi var? Bakın benim beş yılım, bu şehrin kanala en yakın ilçelerin bir tanesinde belediye başkanlığıyla geçti. Nereye çağırıldım? Bir yere mi davet edildim? Benim dışımda bir belediye başkanı bir yere mi davet edildi? Bir bilgi paylaşıldı, bir şey mi soruldu? Geçelim vatandaşı, bu şehrin 39 belediye başkanı… 2011’den beri yapan arkadaşlarımız da var… Partisi, purtisi yok bu işin. Hangi partiden olursa olsun bir yere mi çağrıldı? Bakın vicdanlara sesleniyorum; akla, bilime sesleniyorum. Ahlâka sesleniyorum. Bu süreç, onun bunun süreci değil, o partinin bu partinin süreci değil. Konuştuğumuz mevzu, tümüyle toplumsal bir mevzu. Bu ülkenin geleceği ile ilgili bir mevzu” diye konuştu.
“İSTANBUL’DA 1 MİLYON BOŞ KONUT STOKU VAR”
İstanbul’un 2 kıta üzerinde kurulu olduğunu kaydeden İmamoğlu, şunları söyledi: “Bir tanesi Asya, bir tanesi Avrupa. Yaptığınız şey, ne olacak? Hangi kıta olacak? Bir şey mi üretmiş olacaksınız? Tümüyle şaşkınlık verici. Suyu etkisi, doğaya etkisi, yaşama etkisi, 500 bin kişilik akıllı şehir… ‘Hadi oradan’ derler ya. 1 milyon 200 bin nüfus sizin raporlarınızda yazıyor. Bana göre daha fazla. Çevre planı askıya çıktı; alın, bakın. 4-5 tane Esenyurt ilçesi göreceksiniz. Kimi kandırıyorsunuz? Havaalanında, ‘Airport City’ diye tanıtımlar yapılıyor. Havaalanının kalan kısmında da bir milyonluk şehir mi düşünüyorsunuz? Ya da daha önce Anadolu yakasında ve Avrupa yakasında, kuzeyde iki şehir diye açıklamanız var. Ya ne yapıyorsunuz? İstanbul’da şu anda 1 milyon boş adres konut var. Boş, içi dolu olmayan konut var.Zaten konut stoku dolu. Zaten bu şehir betona boğulmuş durumda”
KANAL İSTANBUL UYKULARIMI KAÇIRIYOR
“Türkiye tarihinde ilk defa bir konuya insanlar şiddetle karşı. Bunu görmemezlikten gelmek mümkün mü? Böyle bir şey olmaz. Ben, uykusuz geceler yaşıyorum. Kanal İstanbul, benim uykularımı kaçırıyor. Bu şehrin uykularını kaçırıyor. Öyle konuyu bulandırmaya gerek yok. Üçüncü köprüyü kim istemedi örneğin? (Erdoğan’a hitaben) Niye istemediniz o zaman? Niye ‘ihanet’ diye yorumladınız? O zaman savundunuz, bugün neredesiniz?”
BİR BARAJ 6 YILDIR BİTİRİLEMİYOR!
“Ya bunları hep birlikte konuşsak… Davet edin; gelelim, konuşalım, anlatalım. Biz İstanbul’da, 7-8 Ocak’ta İstanbul’un suyunu konuşacağız. 9-10 Ocak’ta Kanal İstanbul’u konuşacağız bütün bilim insanları ile. ‘Olumlu düşünenleri de davet edin’ diye talimat verdim. Gelsinler, anlatsınlar. Kanalı konuşuyoruz ama bir başka arkadaşımız, ‘Bazı projeler eror (hata) verebilir’ diyor. ‘2050 yılına kadar su sorunu yok’ dediğiniz bir kentin barajı, yaklaşık altı yıldır bitirilemiyor. Bir baraj, bir baraj. Yani Melen’deki bir baraj bitirilemiyor. 600-700 milyonluk ödenek önce çıkarılamadı, şimdi inşallah çıkarılacak. Bizim uyarılarımızdan sonra. Niye? 2020’nin bütçe darlığından dolayı. Şimdi inşallah öncelik verilip çıkarılacak. Bu olmaz.”
“BU ŞEHRİN EKSTRA BİNALARA İHTİYACI YOK”
“Bu şehrin ekstra binalara, ekstra nüfusa ihtiyacı yok. Bu şehrin, korunmaya ve insani gelişime ihtiyacı var. Bu ülkedeki gençler, liseli gençler, niye ülke dışına gidiyor? Bunu araştırmamız lazım. Bu şehrin derdi, kanal falan değil. E-5’i nasıl geçeceksiniz? Daha ortada proje yok, Küçükçekmece Gölü’nü nasıl aşacaksınız? Su ile ilgili üç bilim insanının raporunu okuyorum, 2-3 gecedir uykularım kaçıyor. Bir bilim insanının tarifi aynen şu: ‘Tümüyle siz yeraltı kaynaklarını kurutuyorsunuz. Istrancalar’dan gelen suyun İstanbul’a yeraltı akışını yok ediyorsunuz. Bu yaratmak istediğiniz ada, yarınlarda yerleşime uygun olmayan, kurak bir alana dönüşme riskine sahip.’ Ya bunları ben yazmıyorum ki; bilim insanları söylüyor. Bugün değil, 3-4 sene, 6 sene önce yazılmış”
‘İSTESENİZ DE İSTEMESENİZ DE’ GÜNLERİ GEÇTİ ARTIK!
“Bu siyaset üstü bir konu. Bu sizin çocuklarınızın, torunlarınızın konusu. Bizim konumuz değil. Bu şehrin geleceği. Bu güzel şehrin, güzel insanlarımın, 16 milyon vatansever vatandaşımızın, 82 milyon vatansever yurttaşımızın haklarını korumak adına Kanal İstanbul’un ÇED Raporu’na itiraza geldim. Bu süreci sonuna kadar takip edeceğim. Hukuksal zeminde sürecin nasıl değiştiğini ve nasıl değişeceğini, bütün hukuki mücadelemizi kol kola, akılla ve bilimle, birilerini düşündüğü gibi yüksek sesle değil, had bildirerek değil. O işler geçti, kimse duymuyor, kimseye tesir etmiyor. Kimseyi de korkutmuyor. Öyle, ‘Ben bilirim, ben yaparım, isteseniz de istemeseniz de’ cümlelerinin hiçbiri geçmiyor.”
METROLARDAKİ YAYINLAR DEVAM EDECEK
“(Projeyi isteyenler de olduğu söyleniyor sözleri üzerine) İstanbul’u sevmemektir, doğru. Biz şehrin vicdanını temsil ediyoruz. Ben istemiyorum diye, kimse bu işi istemiyorum demez. Bir başkası istiyor diye de kimse de bu işi istemez. Akıl ve bilim var, raporlar var orada. Onları incelesinler. Metrolardaki yayınlara devam edeceğiz. Daha çok bilgi sahibi yapacağız. Bugüne kadarki bilgi sahibi yapılmamanın tam aksine daha çok bilgi sahibi yapacağız. Daha fazla insana bilgi aktaracağız.”
“KANAL İSTANBUL BİLGİLENDİRMELERİ ÇOĞALACAK”
“Daha da çoğalacak. Ben, belediye başkanıyım. Toplumu bilgilendiriyorum. Bilgi alma hakkına saygı duyarak onların, bilgi almasını sağlıyorum. Keşke 8 senedir bu işi evirip çeviren insanlar, tek bir sayfa akılla, bilimle bir şey sunsaydı. Ne gördünüz Kanal İstanbul ile ilgili? Ne var aklınızda? 70-80 katlı binaların olduğu çizgi film var. Başka bir şey yok. Bir de yatlar, villalar, hatta saraylar var. Bu millet, kat, yat, saray istemiyor. 80 katlı bina hiç istemiyor. Bu millet ne istiyor buluyor musunuz? İş, aş, ekmek, eğitim.”
İmamoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamaların ardından saat 09.42’de, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü evrak kayıt bölümüne ulaştı. Memurlarla tanışan ve sohbet eden İmamoğlu, itiraz dilekçesini sundu. Kanal İstanbul’a itiraz etmek için müdürlüğe gelen vatandaşlar, İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu.
Kaynak: http://aktifhaber.com/gundem/imamoglu-da-kanal-istanbula-itiraz-dilekcesi-verdi-uykularim-kaciyor-h141202.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder