Denizli’de AKP’li Halil Pekdemir’in şirketine ait jeotermal sondaj kuyusunun patlaması sonucu başlayan gaz sızıntısı 12 gündür devam ediyor. İlçede yaşayan vatandaşlar yayılan koku ve beyaz örtü tabakası sebebiyle hastalıkların arttığını, tarım arazilerinin zarar gördüğünü belirterek yetkililerin bir an önce çözüm bulmasını istedi.
Sarayköy ilçesinde AKP’nin Pamukkale Belediye Başkan adayı olan Halil Pekdemir’in şirketine ait jeotermal sondaj kuyusunun patlaması sonucu 29 Nisan’da başlayan gaz sızıntısı doğayı ve vatandaşları tehdit ediyor.
Sarayköy ilçesi yakınında, Babadağ karayolu kenarında Pekdemir’in şirketi tarafından yapılan jeotermal santrali sondaj çalışması sırasında patlama oldu. Yerin 850 metre altında hidrojen sülfür gazının patlamasıyla jeotermal su, metrelerce havaya yükseldi. Sülfür gazı da çevreye yayıldı. İhbar üzerine bölgeye itfaiye ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri sevk edildi.
Bölgede güvenlik önlemi alan jandarma ve polis ekipleri de Babadağ ilçesine giden kara yolunu trafiğe kapattı. Çevreye yayılan sülfür gazının ölçümünü yapan itfaiye ekipleri, yanma riskinin bulunmadığını tespit etti. Ekiplerin, kuyuya, gaz basıncının yüksek olması nedeniyle müdahale edemedikleri öğrenildi. Sarayköy Cumhuriyet Savcılığı’nın da soruşturma başlattığı ve yetkili kurumlardan gazın etkileri konularında bilirkişi raporları istediği öğrenildi.
VATANDAŞLAR TEDİRGİN
Kuyunun bulunduğu yere yakın evlerde yaşayan vatandaşlar ise çevreye yayılan koku ve beyaz örtü tabakası nedeniyle tedirginlik yaşıyor. Gazın her ne kadar zararsız olduğu AFAD ve itfaiye ekipleri tarafından tespit edilse de vatandaşlar bir an önce kuyunun kapatılmasını istiyor.
İlçede oturan Ahmet Üremiş, “Bu gazın yayılması 10 gündür devam ediyor. Burada bahçelerimiz ve hayvanlarımız var. Bize net bir açıklama yapan yok. Tehlikesi yok dediler ama yayılan koku nedeniyle tedirgin oluyoruz. Kuyunun bir an önce kapatılmasını istiyoruz” dedi.
Şener Güldal ise “Yayılan kokunun zararlı olmadığı söylendi ancak biz yine de korkuyoruz. Bu şekilde ne zamana kadar devam edecek. Herkes tedirgin, bir an önce yapılması gerekenler yerine getirilsin. Akşamları koku daha fazla oluyor. Ayrıca kuyunun yakınındaki evlerin çatıları, araçlar ve bahçeler beyaz örtü tabakasıyla kaplanıyor” diye konuştu.
KUYUNUN KAPATILMASI PROBLEMİ ÇÖZMEYECEK ETKİSİ YILLARCA SÜRECEK
Sarayköy’ün 29 Nisan’dan beri zehirlendiğine dikkat çeken 20 meslek ve demokratik kitle örgütü dün basın açıklaması düzenledi.
Kurumlar adına basın açıklamasını okuyan Büyük Menderes İnisiyatifi’nden Mustafa Çallıca ise, “Kuyunun patlaması ile başlayan tehlikeli süreç kuyunun kapanmasıyla asla bitmeyecektir. Hava, su ve toprağa karışan kimyasalların yaşam alanlarına etkisi aylarca hatta yıllarca devam edecektir ve geriye dönülemeyecek zararlar oluşacaktır. Bu nedenle bölge uzun süre bilimsel ve teknolojik çalışmalarla ilgili yasalar çerçevesinde takip edilmeli ve kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmeli, yurttaşın kısa süreli zararı başta olmak üzere orta ve uzun vadede zararlarının tazmin edilmesi yönünde gerekli adımlar atılmalıdır. Ayrıca bu jeotermal enerji santralının (JES) kurulum aşamasından bu yana ihmalleri olan işveren ve kamu yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı gerekli cezai yaptırımlar uygulanmalıdır” dedi.
İlçede yaşayan Mahir Yavuzyılmaz, “Patlama hala devam ediyor. Bölge çok ciddi etkileniyor. Havamız çok kötü durumda. Çocuklar başta olmak üzere hastalar artmaya başladı. Nefes almakta çok zorlanıyoruz. Birçok kişi mide bulantısı, baş ağrısı ile hastaneye gidiyor. Tarım arazileri kısa sürede zarar görmeye başladı. Hiçbir şey yapılmıyor. Bir ilçe göz göre göre yok oluyor. Patlamanın doğal yollarla söneceği söyleniyor. Hiçbir şey yapmıyor. Doğal yollara 1 yılda kapanmasa ne olacak? Bir yıl boyunca buna maruz mu kalacağız. Yetkililerin bir an önce çözüm üretmesini istiyoruz” diye konuştu.
GERÇEK RİSK TAHMİNİ YAPILMALIDIR
Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç ise, “Çıkan gaz ve suyun niteliğini açıklayan resmi bir belge yok. Resmi bir açıklama olmadığı için bunu söyleyemiyoruz. Resmi olarak kuyudan çıkanın içeriğinde ne olduğunu bilmediğimiz için riskleri saptayamıyoruz. Net bir açıklama yapılırsa bizde onun üzerinden risk hesaplaması yapacağız. Tek sağlık bakış açısı ile halk sağlığının, hayvan sağlığının, bitki sağlığının ve her birinin yaşamını sürdürdüğü yapılı çevrelerin sağlığının korunması, önleme, erken uyarı ve erken tanı esas olmalıdır. Çevreye yayılan tehlike unsuru tespit edilmelidir” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ardınç şunları dile getirdi: “Tehlikenin yaratacağı etki ölçülmeli ve gelecekte oluşturabileceği etkiler açısından tahminler, projeksiyonlar yapılmalıdır. Bölgede tehlikeye maruz kalan nüfus belirlenmelidir. Gerçek risk tahmini yapılmalıdır. Jeotermal sektörü ve sağlık sektörü birlikte ortak araştırma veya çalışmaya başlamalıdır. Tesis yakınında ve kontrol bölgelerinde seçilen örnek nüfuslar izlenmeye başlanmalı, periyodik jeotermal sağlık ilişkisi raporlanmalıdır. Bölge, şehir ve mahalle düzeyinde sağlığın jeotermal enerji belirleyicileri başlığıyla parametreler belirlenip, insan, hayvan, bitki ve yaşam alanları izlemeye alınmalıdır. Denizli Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun gündeminde bu konu tartışılmalı ve halka yönelik resmi bilgilendirmeler, gerekiyorsa uyarılar yapılmalıdır.”
Kaynak: https://aktifhaber.com/gundem/akpli-is-adaminin-sondaj-kuyusu-ilceyi-zehirledi-halk-tedirgin-sorusturma-baslatildi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder