Haftalardır piyasalardan gelen uyarılar ve fiyatlardaki dalgalanmaya karşı sessiz kalan iktidar sonunda ekonomideki kontrolü kaybetti. Dolar bu sabah erken saatlerde 6.46 TL’ye kadar çıkarak yeni bir rekor kırdıktan sonra hızla 5.90 TL düzeyine inerek yeni açıklamalar beklemeye başladı. Oysa dolar daha dün 5.50 TL seviyesinden kapanmıştı. Türk para biriminde yüzde 17’ye yakın oynaklık yaşanırken, bu dalgalanma 2001 krizinden sonraki en sert günlük hareket olarak kayıtlara geçti. Dolardaki fırtına faizi ve borsayı da çıldırttı, 10 yıllık bono faizleri yüzde 21’e yaklaştı.
Öte yandan dolardaki son hareketi tetikleyen biri yurtiçi diğeri yurt dışı kaynaklı iki gelişme yaşandı. Merkez Bankası’nın piyasalara müdahale etmemesi nedeniyle zaten savunmasız kalan ve ABD’yle gerilen ilişkilerle yıpranan TL’de dün akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları önemli bir yükseliş dalgası daha başlatmıştı. Erdoğan’ın ‘Onların doları varsa bizim de Allahımız var’ diyerek direniş ekonomisi sinyalleri vermesinin ardından, TL gece saatlerinde açık olan Japon piyasasında adeta dayak yedi ve 5.70’lerin üzerine çıktı. Sabah Türkiye piyasaları açılmadan hemen önce İngiliz Financial Times gazetesinde yer alan bir haber ise kurları 6.5 TL sınırına taşıdı.
Gazete, Avrupa Merkez Bankası’nın Euro Bölgesi’nin en büyük bankaları arasında bulunan BBVA, UniCredit ve BNP Paribas’nın liradaki sert düşüşten etkilenme olasılığının yarattığı riskten kaygı duyduğunu bildirdi. Söz konusu üç banka sırasıyla Türkiye’de Garanti, Yapı Kredi ve TEB’in ana ortağı durumunda. Ayrıca kısa süre önce BIS tarafından yapılan bir açıklamada Türkiye’de sadece İspanyol bankalarının 81 milyar dolarlık kredi riski olduğu açıklanmıştı. Bunu 30 milyar dolarla Fransa ve 17 milyar dolarla İtalya bankaları izliyor.
Gazetenin konuya yakın iki kişiye dayandırdığı haberinde, ECB’nin Türkiye’deki bankaların liranın değer kaybı nedeniyle döviz kredilerini ödeyememe riskinden endişelendiğini ifade etti.
Dolardaki son dalgalanmalar Türkiye’nin mali piyasaları için peş peşe uyarılar yayınlayan uluslar arası finansal kuruluşların öngördüğü kritik düzeyleri de aştı. Dün kurlar 5.50’ye yaklaşırken kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’ten Türk Hükümeti’ne ‘Dövizdeki yükselişi acil durdurun’ açıklaması gelmişti.
Öte yandan Goldman Sachs’ın tahminlerine göre Türkiye’de dolar 7.1 TL’yi aşması halinde ülke bankacılık sistemi sermayesini kaybedecek. Bu da bankaların yeniden sermayelendirilmesi ya da yükümlülüklerini yerine getirememesi anlamına geliyor. Goldman Sachs bu tahmini hafta başında dolar 4.7 TL düzeyindeyken yaparken, kur artışının etkisiyle Türkiye’de on milyarlarca dolarlık banka kredisinin daha son çalkantılar nedeniyle ödenemez hale geldiği tahmin ediliyor.
Buna karşın Türk Hükümeti belki çaresizlik belki de aşırı soğukkanlılıktan dolayı piyasalara müdahil olmaktan kaçınıyor. Kısa vadeli kur şokuna karşı açıklanan önlemler orta vadeli. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomik önlem paketi olarak 100 gün içinde 400 yeni projeye imza atacaklarını duyurmuştu. Ancak bu projeler zaten liranın değer kaybetmesinin temel nedeni olan aşırı parasal genişlemeyi tetikleyeceği ve bütçeyi daha da yıpratacağı için piyasalar tarafından olumlu değil, olumsuz olarak algılandı.
Diğer taraftan piyasa son umut olarak bugün Erdoğan’ın damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanacak yeni Orta Vadeli Plan’a odaklanmış durumda. En azından bu program açıklanırken dövize etkili bir müdahale bekleniyor. Ancak Albayrak kanadından piyasaya gönderilen mesajlar Türk Hükümeti’nin konuya daha çok bütçe disiplini açısından yaklaştığı ve piyasaların istediği ve en azından yangını söndürecek faiz artırımına uzak olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte Merkez Bankası istese dahi piyasalardaki yangına müdahil olmakta yeterli olamayabilir. Son olarak bu hafta bankaların munzam karşılık oranlarını düşürerek piyasaya 2.2 milyar dolar verirken müdahale piyasayı yatıştırmak yerine kurları daha da çıldırttı. Bu müdahale yapılırken dolar sadece 5.19 TL ile bugüne göre 70 kuruş düşüktü ve ardından bir daha bu seviyeleri göremedi.
Merkez Bankası’nın haftalık faizleri halen yüzde 17.75’le piyasalarda geçen faiz oranlarının çok altında bulunuyor. Bir taraftan döviz kurları, diğer yandan ekonomik büyümeyi göz önünde bulunduran Türk ekonomi yönetimi bu yüzden faiz konusunda da yeterince cömert davranamıyor. TL ise yaşanan bu ikilemlerin etkisi ve gittikçe bozulan küresel hava ile yalnızlığa terk edilirken Türkiye’nin iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS oranları 400 puana çıkarak küresel kriz sonrası yeni bir zirve daha yaptı. Bu durum Türkiye’ye uluslar arası borçlanma piyasasının kapılarının giderek kapandığı ve ülkenin ekonomik durumunun bir felakete yol aldığının habercisi. Çünkü Türk CDS’leri yıllardır uluslar arası piyasalardan tek bir cent daha borç bulamayan Yunan CDS’lerinin bile yüzde 20 üzerine çıkmış durumda.
Kaynak: Ekonomi – GriHat http://grihat.com/turk-lirasinin-degeri-bir-gecede-yuzde-17-dustu/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder