Demirtaş: Bir de benden dinleyin, anlatacaklarım gerçek ve çok önemli - TRHABER

TR Haber | Tüm Haberler | @Tr__Dunya @Tr__Spor @Tr__WEB @trhbr1 @Tr__Teknoloji hesaplarımız twitter tarafından kapanmıştır. ==>> @Tr_Hbr_ @TR__Tube @Magduriyetler_ @Tr__Ekonomi Tr__News hesapları aracılığıyla yayındayız.

 TR NEWS
LightBlog

8 Temmuz 2019 Pazartesi

Demirtaş: Bir de benden dinleyin, anlatacaklarım gerçek ve çok önemli







Cezaevindeki eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunuldu. Medyanın önemli bir kısmının duruşmalarını takip etmediğini belirten Demirtaş, “Belki biraz zamanınızı alacağım ama anlatacaklarımın tamamı gerçek ve çok önemli. Meydan meydan, kanal kanal dolaşıp beni “terörist, katil” ilan edenlere zaten inanmadığınızı biliyorum. Yine de bütün ‘iddiaları’ bir de benden dinleyin lütfen” dedi.

Demirtaş devamında, hakkındaki söz konusu iddialara ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirtaş şunları kaydetti:

‘FEZLEKEYİ MECLİSE GÖNDEREN SAVCI CEMAATTEN TUTUKLANDI’

İDDİA BİR: Mercek adlı gizli tanığın 2009 yılında verdiği sözde ifadeye göre, TBMM’de Kürtçe konuşma yapmak için KCK’den talimat almışım. (Kürtçe konuşmayı da Sayın Ahmet Türk yapmıştı bu arada.) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı beni bu iddiayla tutuklattıktan iki yıl sonra, mahkemenin ısrarı üzerine gönderdiği yazıda, aslında böyle bir gizli tanığın hiç olmadığını belirtti. Bu fezlekeyi hazırlayıp TBMM’ye gönderen savcı Uğur Özcan, daha sonra cemaatten tutuklandı.

‘BÖYLE BİR MEKTUP YOK’

İDDİA İKİ: PKK, Elazığ’daki bir aileye mektup yazmış ve bu mektubu sayın Gültan Kışanak ile benim elden teslim etmemizi istemiş. Mektup, güya eski Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Sayın Abdullah Demirbaş’ın bilgisayarından çıkmış ve PM üyemiz Ali Oruç bize teslim etmiş. Sene 2009. Yıllar sonra yapılan teknik incelemede bu mektubun, A. Demirbaş’ın bilgisayarından usule aykırı bir şekilde oluşturulduğu/elde edildiği ortaya çıktı. Ali Oruç, Abdullah Demirbaş ve Gülten Kışanak bu suçlamalardan beraat etti. Ama dosyama konulan bu mektup, tutuklanmama gerekçe yapıldı.

Zaten kendilerine mektup yazıldığı iddia edilen aile de böyle bir mektubun olmadığını belirtti. Öte yandan, bu fezlekeyi hazırlayan savcı da cemaatten tutuklanan Uğur Özcan.

‘PARTİ YÖNETİCİLERİMİZ “ÖRGÜT ÜYESİ” SAYILDI’

İDDİA ÜÇ: 2008’de (ben grup başkanvekiliyken) KCK yöneticileriyle telefon görüşmeleri yapmışım. Milletvekili olmama rağmen telefonlarım yasa dışı bir şekilde dinlenmiş. Konuşma içeriklerinde suç unsuruna rastlanmamış ama konuştuğum kişiler örgüt yöneticisiymiş. Kim oldukları fezlekede -özellikle- belirtilmeyen bu “örgüt yöneticileri” kimmiş peki? İşte tamamı parti yöneticilerimiz olan bu kişileri, örgüt üyesi gibi gösterip fezleke düzenleyen savcı da aynı: cemaatten tutuklanan Uğur Özcan.

“DTK MECLİSE BİLE DAVET EDİLMİŞTİR’

İDDİA DÖRT: Herkesin yakından bildiği Demokratik Toplum Kongresinin (DTK) konferans ve panellerine katılmışım. Toplantıların içeriğinde suç unsuru yokmuş ama DTK ‘terör yapılanmasıymış’, ben de DTK yöneticisiymişim. DTK legal, açık, meşru ve hali hazırda bile faaliyetlerini sürdüren bir platformdur. Anayasa yapımı çalışmalarında, görüş bildirmek üzere Meclis Başkanlığı tarafından TBMM’ye bile davet edilmiştir. 
Hatta bu davet üzerine DTK, görüş ve önerilerini Anayasa Uzlaşma Komisyonuna yazılı olarak sunmuştur.

‘DTK TOPLANTILARINA AKP’Lİ VEKİLLERLE KATILMIŞTIK’

Suçlamaya konu DTK toplantılarının bazılarına -kaderin cilvesine bakın ki- AKP milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Yasin Aktay ile birlikte katılmıştık. Hepsi de basına açık, legal toplantılardı.

YANLIŞ ‘FAİK HOCA’

İDDİA BEŞ: KCK’nin Avrupa sorumlularından Faik Hoca adlı kişi, benim Avrupa’da bir konferansa katılmam yönünde aldığı talimatı Kamuran Yüksek aracılığıyla bana iletmiş.

Oysa Kamuran Yüksek, o dönemde eş genel başkan yardımcımız. “Faik Hoca” dedikleri sözüm ona KCK sorumlusu ise partimizin resmî Avrupa temsilcisi Faik Yağızay. Matematik öğretmeni olduğundan, kendisine parti içinde “Faik Hoca” diye hitap edilir. Faik Hoca’yı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da tanır. Avrupa Konseyinde görüşmüşlükleri de vardır. Bu asılsız suçlamalar da 1 no’lu fezlekede bulunuyor. Bu fezlekenin savcısı yine Uğur Özcan, daha sonra cemaatten tutuklandı.

İDDİA ALTI: 2009’da grup başkanvekiliyken, Cumhurbaşkanı ile bir yurt dışı gezisine katılmak için KCK’yi bilgilendirip izin istemişim. Oysa konuştuğum kişi benim Eş Genel Başkan Yardımcım Kamuran Yüksek. Kendisi Parti Genel Merkezi ile Meclis Grubunun ilişkisinden sorumlu.

Yani daveti, kendi partimin genel merkezine bildirmiştim. Öte yandan, bu telefon konuşmam da yasa dışı bir şekilde dinlenmiştir. Bu fezlekenin savcısı da cemaatten tutuklandı.

‘KCK LİSTESİ DEĞİL KONFERANS KATILIMCI LİSTESİ’

İDDİA YEDİ: KCK’nin Türkiye siyasi alan sorumlularındanmışım ve “ele geçen bir listeye” göre 21. sıradaymışım. Oysa söz konusu liste, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonunda, DTK ile DTP’nin ortak düzenlediği “Yerel Yönetimler Konferansı” katılımcı listesidir. Ben o konferansa grup başkanvekili sıfatıyla katıldım ve konuşmacıydım. Katılımcı listesinde 21. sıradaydım.

HDP TWEETLERİNİN SAATİNE AYAR ÇEKİLMİŞ

İDDİA SEKİZ: 6-8 Ekim olaylarına dair, HDP Genel Merkezi Twitter hesabından atılan şiddet içermeyen mesajlar konusu. O günden bugüne yapılan tüm incelemelere rağmen, özel olarak bana ait tek bir çağrı bulunamamıştır. Bulunamaz da. Aksine 7 ve 9 Ekim’de şiddeti kınayan, durması için yapılmış iki çağrım dosyada var. Ancak hiçbir delil bulunamayınca, Murat Karayılan adına açılmış sahte bir Twitter hesabından atılan mesajlar dosyaya konulmuştur. Saatler birbirini tutsun diye de HDP’nin twitlerinin saati değiştirilmiştir.

Bunlar dışındaki suçlamaların tamamı, basına açık konuşmalarıma dayandırılmıştır. Ki bunların tümünü, şu anda bile sosyal medyadan izliyorsunuz. Hepsi de ifade özgürlüğü kapsamındaki konuşmalardır.

Kaldı ki, ben bu düşüncelerimi TBMM’de de dile getirdim. O nedenle değil dava veya tutuklama, bunlar hakkında soruşturma bile açılamaz. Çünkü Anayasanın 83/1. maddesi aynen şöyledir:

İDDİANAMEYİ HAZIRLAYAN SAVCIYI ŞAMİL TAYYAR NASIL ANLATMIŞTI?

Hakkımdaki “örgüt kurucusu ve yöneticiliği” suçlamaları tastamam bunlardır. Bir gece yarısı, kar maskeli polislerle evimi basarak, çocuklarımın gözleri önünde beni göz altına aldırıp tutuklatan ve iddianamemi hazırlayan savcıyı ise benden değil, Şamil Tayyar’dan dinleyin:

“Peki bunlarla birlikte hareket eden savcılar var. Aynı dönemde Kurtça Eker ve neden sorumlu biliyor musunuz? Terörden sorumlu. Diyarbakır’da terörden sorumlu Kurtça Eker, Gaziantep Üniversitesi’ne operasyon çeken adam. Ne zaman yapmış bunu? 18 Aralık 2013’te yapmış bunu. 17 Aralık’tan bir gün sonra. Türkiye’de 17 Aralık’ta başka bir savcı iş yapsaydı adam Türkiye’de yer bulamazdı.”



Kaynak: http://aktifhaber.com/siyaset/demirtas-bir-de-benden-dinleyin-anlatacaklarim-gercek-ve-cok-onemli-h134645.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder