Gazetecilerin düşünceleri ve haberleri nedeniyle hedef gösterilmediği, işten atılmadığı, gözaltına alınmadığı, tutuklanmadığı bir Türkiye’de 24 Temmuz’u bayram olarak yaşamayı diliyoruz” denildi.
Açıklamada şu görüşler yer aldı:
24 Temmuz’da gazetecilik mesleği tarihin en güç döneminden geçerken, gazeteciler işsizlik, sansür, oto sansür, davalar ve gözaltılarla baskı altında tutulmaya devam ediyor.
Gazetecilerin görevlerini özgürce yapmalarına müdahale edilerek halkın haber alma hakkı engelleniyor. Bugüne kadar 10 bini bulan işsiz gazeteci sayısına her gün yenileri ekleniyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hiçbir gerekçe açıklanmadan Basın Kartı, Sürekli Basın kartı verilmeyen meslektaşlarımızın sayısı her gün artıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıklamasına göre bu sayı 2018 yılı sonunda bin 954’ü bulmuş durumda.
Basın Kartları Komisyonu’nun oluşturulmasıyla ilgili olarak meslek örgütleriyle hiçbir bilgi paylaşılmıyor.
Basın İş Kanunu’na göre çalıştırılan gazetecilerin dört katı kadar hukuksuz çalıştırılan gazeteci bulunuyor. Basın özgürlüğü endeksinde 157. sıradaki Türkiye, en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Çalışabilen gazetecilere de iktidarın taleplerine uygun ‘tek tip haber yazmaları, tek tip gazeteci’ olmaları dayatılıyor.
24 Temmuz Osmanlı İmparatorluğunda İkinci Meşrutiyetle (1908) birlikte basından sansürün ilk kez kaldırılışını simgeliyor. O gün gazeteciler, yayıncılar olağanüstü bir dayanışma göstererek gazetelerine, matbaalarına görevlerini yapmaya gelen sansür memurlarını içeriye almıyorlar. Ertesi gün ilk kez gazeteler sansürsüz yayınlanıyor. Bu nedenle 24 Temmuz, meslek örgütlerince 1971’e kadar basın bayramı olarak kutlanıyor.
Ancak 1971 darbesinden sonra TGC yönetimi gazetecilere ve yayıncılara yönelik sıkıyönetim sansürü ve ağır baskılar karşısında 24 Temmuz’u bayram olmaktan çıkarıyor “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” olarak kabul ve ilan ediyor.
Şeffaflık ve basın özgürlüğü çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Çok sesli çağdaş bir toplum olabilmenin yolu, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasından geçiyor. İktidar ve muhalefetin basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü geliştirecek, toplumsal barışı ve kardeşliği oluşturacak bir tutum belirlemesine büyük ihtiyaç duyuluyor.
Bu zor koşullarda fedakarca çalışmayı sürdüren meslektaşlarımızla 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nde dayanışma içinde olduğumuzu duyuruyoruz. Gazetecilerin düşünceleri ve haberleri nedeniyle hedef gösterilmediği, işten atılmadığı, gözaltına alınmadığı, tutuklanmadığı bir Türkiye istiyoruz.”
Kaynak: http://aktifhaber.com/medya/turkiye-gazeteciler-cemiyeti-gazetecilerin-cezaevinde-olmadigi-bir-turkiye-istiyoruz-h135245.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder