1 hafta önce teşhis konulan kanserin, Hakan’ın bütün vücuduna yayıldığı anlaşıldı. Torunlarına bakan babaanne ve dede ise en azından babanın ya da annenin çocuklarının yanında olmasını istiyor.
15 Temmuz’un ardından başlatılan cemaat soruşturmaları, ailelerin hayatlarını karartmaya devam ediyor. Son olarak annesi ve babası cezaevinde olan 12 yaşındaki Hakan Dağdeviren’in kan kanseri olduğu ortaya çıktı. Torununun bütün bakımını üstlenen 70 yaşındaki dede Ali Dağdeviren ise Yargıtay’ın cezasını onaylaması halinde tekrar cezaevine girecek.
ANNE VE BABA 15 GÜN ARAYLA TUTUKLANDI
2 sene önce cemaat soruşturmaları kapsamında önce baba Gökhan Dağdeviren tutuklanıp Eskişehir Cezaevine, 15 gün sonra da anne Sabriye Dağdeviren tutuklanıp Çorum cezaevine konuldu. Afyon sandıklıda ortada kalan 12 yaşındaki abla Halenur ve 10 yaşındaki Hakan’a dedesi ve babaannesi sahip çıktı.
ACILAR PEŞ PEŞE GELDİ
Her biri ayrı bir yere dağılan aile bir süre sonra Eskişehir’de toplandı. Öğretmen anne ve baba Eskişehir cezaevinde; dede, babaanne ve torunlar ise bir arada bir evde yaşamaya başladılar. Yaşadıkları travmaların etkisini henüz üzerinden atamayan aile son olarak Hakan’ın kanser olduğu haberiyle şok yaşadı.
HALSİZLİK VE DÖKÜNTÜLER ORTAYA ÇIKARDI
Hakan 2-3 hafta önce yorgunluk ve halsizlikten şikayet etti. Ayrıca vücudunda döküntüler vardı. Rahatsızlıklar ilk önce yaşanan onca acı olaya bağlandı. Bunun üzerine ara tatil de fırsat bilinerek Hakan ve ablası Halenur, Afyon’daki anneannesinin yanına ziyarete gitti. Rahatsızlıkları devam eden Hakan teyzesiyle birlikte Afyon’daki hastaneye gittiğinde kanser olduğu anlaşıldı.
KANSER TÜM VÜCUDU SARDI
İlk teşhisin ardından Hakan hemen Eskişehir’e getirildi ve Osman Gazi Üniversitesi Hastanesine yatırıldı. Yapılan tetkiklerde hastalığın kanser olduğu kesinleşirken karaciğer, karın, kasık, boyun ve koltuk altına yayıldığı tespit edildi. Ailenin yaşadıklarını öğrenen ve Hakan’ın durumunu gören hastane personeli de gözyaşlarını tutamadı.
ANNE VE BABANIN HENÜZ HABERİ YOK
Hakan tedavisi için aylarca hastanede yatmak zorunda kalacak. Ancak ne annenin ne de babanın çocuklarının hastalığından haberi var. Baba Gökhan Dağdeviren ile Hakan dün telefon gününde görüştü. Ancak hastalık yine söylenmedi. “Nasıl anlatabilirim ki” sözü ile çaresizliğini anlatan babaanne Meral Dağdeviren “Baba ile telefon görüşmesi yaptılar. Önce ikisi konuştu. Sonra biz izah etmeye çalıştık. Kan değerlerini ölçtürmek için götürdük falan dedik. Şüphelendi ama Hakan’la da konuşunca biraz rahatladı. Biz hastalığını, teşhisi söylemedik ama. Şu an bilmiyorlar” dedi.
Babaanne ve dede, torunlarının hastalığında, yaşadığı travmaların büyük etkisi olduğunu düşünüyor. Onların anlattıklarına göre iki hafta arayla evlerine polis baskını yapılması ve kapının kırılarak içeri girilmesi sebebiyle Hakan psikolojik sıkıntılar yaşadı ve içine kapandı. İlk zamanlar çok sessiz olan Hakan aylar sonra “Neden böyle, neden babamı aldılar, neden başkaları değil de benim annemi aldılar” diye sormaya başladı. Babaanne ise sorulara cevap verirken “Onlar hiçbir şey yapmadılar. Sadece görevlerini yaptılar. Sadece insanların iyiliği için çalıştılar. Ama biri iftira attı. Ondan dolayı oldu” diye anlattığını ifade verdi.
ANNE- BABASININ YÜKÜ AĞIR GELDİ
Torununun artık tepkisel davranmaya başladığını anlatan Meral Dağdeviren şöyle konuştu: “Artık anlıyor. Bazen ben ‘Annen baban çıksın diye dua edelim’ diyorum. ‘Hayır’ diyor. ‘O kadar çok dua ettim ki, hiç işe yaramıyor. Ben artık çıkacaklarına inanmıyorum. Çıktıkları zaman ben büyümüş olacağım. Babam yaşlı olacak’ diyor.”
Meral Dağdeviren torunun psikoloğa götürdüğünü ve aldığı cevapla yaşadığı yıkımı ise “Bir psikoloğa gösterdim. Dedi ki ‘O kadar çok omuzlarına yük almış ki, annesinin, babasının, kardeşinin, sizin yüklerinizi omuzlarında taşımaya çalışıyor. Kendi kendine halletmeye çalışıyor ve bunun altından da kalkamıyor’ diye bahsetmişti” sözleriyle anlattı.
“ALLAH BİZİ SELAMETE ÇIKARACAKTIR”
Yaşadıkları karşısında metanetini korumayı başaran babaanne “Ben bu hastalığın Allah’tan geldiğine inanıyorum. Bunu kul vermedi. Allah verdi bize. Bunun bir imtihan olduğunu düşünüyorum. O yönden hiçbir sıkıntım yok. Elhamdülillah. Bana beni en çok üzen, haksız bir şekilde bu zulmü yapanlar var ya, onları affedemiyorum. Hastalıkta bu çocuğun yanında annesinin olması gerekiyordu. Babasının olması gerekiyordu. Öyle değil mi? Birbirlerine ihtiyaçları vardı. Ben onun için kahroluyorum. Neden böyle bir travma yaşatıyorlar bize? Ben nasıl izah edebilirim bunu çocuğa. Hastalığında babaanne yerine, anne demesi gerekmiyor muydu? Annesine sarılması gerekmiyor muydu? Ayakta olacağız, bunu da atlatacağız. Bunu bize Allah verdiyse elbette Allah bizi selamete çıkaracaktır. Ama biz yılmayacağız, yıkılmayacağız. Ben hepsini Allah’a havale ediyorum.” dedi.
70 YAŞINDAKİ DEDE YARGITAY KARARINI BEKLİYOR
70 yaşındaki dede Ali Dağdeviren de Cemaat soruşturmaları kapsamında bir süre cezaevinde kaldı. İçeride kaldığı sürede kalp rahatsızlığı, ritim bozukluğu, yüksek tansiyon şikayetleri arttı. Sol gözünde yüzde 95 civarında görme kaybı var. Cezaevindeyken artık yürüyemeyecek hale gelmişti ve ihtiyaçlarını koğuş arkadaşlarının yardımıyla giderebiliyordu. 6 yıl 10 ay 15 gün ceza alan dede Dağdeviren, Yargıtay’ın kararını bekliyor. Karar onaylanırsa tekrar cezaevine girecek.
Anne Sabriye Dağdeviren’in 6 yıl 10 ay 15 günlük hapis cezası onandı. Baba Gökhan Dağdeviren’in aldığı 19 yıllık hapis cezası ise Yargıtay aşamasında.
Hasta yatağındaki Hakanın en büyük hayali babasıyla top oynamak ve denize gitmekti. Yaşadıkları karşısında Allah’a sığındıklarını belirten dede ve babaannenin isteği ise kanser hastası torunlarının en azından hastalık sürecinde annesi ya da babasıyla bir arada olabilmesi.
Kaynak: http://aktifhaber.com/gundem/aci-ustune-aci-annesi-ve-babasi-cezaevinde-olan-12-yasindaki-cocuk-kanser-oldu-h155936.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder