Ankara-Washington arasında ilişkilerin bir kaç sebeple giderek gerginleşmesi, karşılıklı restleşmeye gidilmesi ve ardından ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım başlatması TL’yi dolar karşısında adeta eritti.
Trump’ın tweeti ile 10 Ağustos’ya TL, dolar karşısında yüzde 15, yılbaşından bu yana yüzde 40’lar civarında değer kaybetti.
TRUMP’IN TWEETİ ETKİLİ OLDU
ABD’nin zaten Çin’e karşı ticaret savaşı başlatmış olduğunu dile getiren Katırcıoğlu, “Trump bu ticaret savaşına esasında belli sektörler bazında da olsa Türkiye’yi de dahil etmiş olduğunu söyleyen çelik ve alüminyum da vergilerin iki katına çıkacağına yönelik bir tweet attı. Tweet özellikle bakanın açıklama yaptığı sırada geldiği için de kurda olumsuz bir etki yarattı. Türk lirasının zayıflamasına katkıda bulunan bir gelişme olarak okudu insanlar. Sonuçta öyle oldu. Dolar yükselişe geçti, TL değer kaybetti” dedi.
Bütün bu gelişmeleri ve Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik süreci IPA’ya değerlendiren HDP İstanbul milletvekili Erol Katırcıoğlu, ekonomik krizin gelecek günlerde daha da derinleşeceği söyledi.
“HÜKÜMET, YABANCI SERMAYEYE GÜVEN VERMİYOR”
Kurların yükselmesi, TL’nin değer kaybetmesinin nedenlerinden birinin de ADB ile yaşanan siyasi bunalımdan kaynakladığını dile getiren Katırcıoğlu, yaşanan siyasi krizi “Türkiye için masraflı bir durum” olarak değerlendirdi. Ekonomik krizin doğrudan ekonomiden kaynaklanan problemden çok Türk hükümetinin uluslararası arenada, dış ilişkiler çerçevesinde verdiği olumsuz bir imajın yansıması olduğunu vurgulayan Katırcıoğlu,
“Daha açık söyleyeyim. Evet ekonomimizin problemleri var, yok değil! Ekonomimizin problemleri, özellikle dış ticaret açığına neden olan bir yapısının olması. Ve bu yapının uzun zamandır düzeltilmediğini biliyoruz. Ama bugün itibariyle gördüğümüz şey hükümetin buna aldırmaz tavrı olduğu ve sermaye piyasalarını, özellikle yabancı sermaye piyasalarına güven verememesi olduğundan kaynaklanıyor.” diye konuştu.
“HASTAYIZ, TEDAVİYİ KABUL ETMİYORUZ”
Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizi, “Bize diyorlarki ‘hastasınız siz ve mesela sigarayı bırakmanız lazım tedavi olmanız lazım’ diyorlar. Biz de şöyle bir havadayız ‘ya bu sigara da ne kadar güzelmiş canım’. Yani hasta halimizle sigara içmeye devam etme eğilimine devam ediyoruz” örneğiyle aktaran Katırcıoğu, krizin, verdiği örnekteki gibi yürütülmesinin yanlış olduğunu ve her oyunu kuralına göre oynamak gerektiğini belirtti.
“DIŞ AÇIĞIN FİNANSÖRÜYLE SORUN YAŞAMANIZ MESELEDİR”
“Ve kurallardan bir tanesi de merkez bankasının bağımsızlığı meselesi. Dış açık verip vermemesi meselesidir. Dış açık vermekten öte, dış açığın finansmanıyla bir problem yaşıyor olup olmamanız meselesidir. Bu bakımdan Türkiye ekonomisi merkez bankası bağımsızlığı ile ilgili olarak ciddi kredi bütçe kaybına uğradı uzun zamandan beri. İkincisi, hem bütçe açığı var, hem cari açık var. Ve biz, bunlara ilişkin mali disiplin ve bir program oluşturamadık henüz.”
“ALBAYRAK’IN AÇIKLAMASI SERMAYEDARLARA GÜVEN VERMEDİ”
İktisat Profesörü Katırcıoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Onların doları varsa, bizim de Allah’ımız var” sözlerinden sonra, Bakan Albayrak’ın yeni ekonomik modele ilişkin yaptığı açıklamaların dış sermayeler tarafından güvenle karşılanmadığını vurguladı.
“Açıklanan program her ne kadar orta vadede yapılabilecek şeyler ise de sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamalar bunun tersi bir görüntü verme gayreti içinde. Onun için kurlar da çıldırdı. Çünkü Tayyip Erdoğan bir yandan ‘bizim güveneceğimiz Allah’ımız var’ doları boş verin gibi bir meydan okuma içindeyken, damat da ‘merkez bankasının bağımsızlığı bizim içim çok önemli, mali disiplin çok önemli bunları yerine getireceğiz’ diyor. Sermayedarlar zaten böyle bir açıklama duyduklarına şaşırmamışlardır sanırım. Bakan Albayrak’ın yaptığı açıklama cumhurbaşkanının yaptığı açıklamanın gölgesinde kaldı ve etkisi hiç iyi olmadı, negatif bir etki olarak baktılar. Gördüğümüz tablo gerçekten çok düşündürücü.” diye belirtti.
“YABANCI SERMAYE HIZLA ÜLKEDEN ÇIKIYOR”
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının yaşanan siyasi ve ekonomik krizin, dış dünyanın Türkiye’ye açtığı bir ekonomik savaştan kaynaklandığı kanaatinde olduklarını aktaran Katırcıoğlu,
“Dış dünya da sanıyorum bizim hâlâ durumu kavrayamamış olduğumuzu düşünüyor. Bu açıkları finanse etmememizin mümkün olmadığını düşünüyor. Dış dünya bu nedenle de sırtlarını iyice çevirdi gibime geliyor bana. Kurlar bu seviyeye gelmiş, bunun anlamı sermaye kaçışıdır. Türkiye’ye gelmiş olan devlet tahvili ya da hisse senedi almış olan yabancı sermaye hızla ülkeden çıkıyor. Üstelik bu kur seviyesinden zarar ederek çıkıyor. Bunun sonu nereye varır doğrusu soru işareti olarak duruyor. Ne yapmak isteniyor soru çok açık değil.” diye konuştu.
“KRİZİN ESAS NEDENİ YENİ YÖNETİM TARZI”
Türkiye’yi ekonomik krize götüren esas nedenin Türkiye’deki yeni yönetim tarzındankaynaklandığının altını çizerek ve tekrar tekrar vurgulayan Katırcıoğu, Türkiye’yi batıracak bir yönetim tarzıyla karşı karşıya olduklarını ifade ederek, merkezileşmiş, tek kişi tarafından yürütülen karar alma mekanizmasının daima sorun yaratacağını söylüyor. Merkezileşmiş bir yönetim tarzının bütün ülkeler de uygulandığı taktirde sorun yaratacağını ama Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının yaşanılan siyasi ve ekonomik krize aldırış etmediklerini söyledi.
“BU TAVIR SÜRDÜRÜLEMEZ”
“Hiçbir şeye aldırmıyorlar benim anladığım kadarıyla. Bu aldırış etmeyen tavır bir yerde devam ettirilemez, sürdürülemez bir yere gelecek” diyen Katırcıoğlu, sürecin nereye varacağını kendisinin dahi bilmediğini fakat bu krizin ABD ile uzlaşı sağlanarak rayına oturacağı fikrinde.
Türkiye’nin açık bir felaketle karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Katırcıoğlu, “Yunanistan’ın yaşadığından daha kötü bir felaket olacak. İktidar biliyor bunun ne olduğunu. Damadın açıkladığı şeyler esasında TL’nin düşüşünü önleyecek olan açıklamalardı. Fakat hiçbir işe yaramadı. Neden yaramadı, çünkü, AKP hükümeti güven vermiyor. Yatırımcılar, Tayyip Erdoğan’ın sahip olduğu gücün her şeyde belirleyici olduğunu gördüğü için de damadın bu sözlerini lafı güzaf olarak görüyorlar belki de. Pek inandırıcı bulunmadı.” dedi.
IMF’DEN BORÇ PARA ALMALARI SİYASETEN YAPABİLECEKLERİ BİR ŞEY DEĞİL
Katırcıoğlu, IMF ile masaya oturmak kaçınılmaz mı sorusuna cevabı ise, teorik olarak oturmanın gerekli olduğu, ancak “Erdoğan ve arkadaşlarının ruh hallerinin buna müsait olmadığını.” söyledi.
“Düne kadar ‘IMF’ye borç verdik’ diye afra tafra atıyorlardı. Şimdi gidip IMF’den borç para almaları, siyaseten kolay yapabilecekleri bir şey değil bence. Onun için arayışları nereye varır doğrusu ben de bilmiyorum. Ama IMF’ye varır mı bilmiyorum. Normal olarak varılması lazım. Çünkü ödenmesi gereken borçların ödenemeyeceği ortada.”
“MERKEZ BANKASININ REZERVLERİ TÜKENDİ”
“Merkez Bankansı’nın 20 milyar dolar civarında bir rezervi kaldığı, borçlarını ödeyemeyen iktidar meydan okumayı bir yere kadar sürdürebilir, aksi taktirde ekonomik kriz daha da derinleşip siyasi kılığa bürünür ve kaçınılmaz olarak IMF’den borç alınmaya gider.”
Katırcıoğlu son olarak, önümüzdeki günlerde Türkiye-ABD arasında siyasi ve ekonomik krizinin devam edeceğini ya da daha aklın gerektirdiği bir biçimde ABD’ye bazı tavizler verebileceğini ya da iktidarın “ABD ile bağları koparabileceğini” ifade etti.
Kaynak: Ekonomi – GriHat http://grihat.com/ekonomik-kriz-gelecek-gunlerde-daha-da-derinlesecek/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder