’15 Temmuz’da Efkan Ala’nın uçağının kalkışını iptal ettim’ - TRHABER

TR Haber | Tüm Haberler | @Tr__Dunya @Tr__Spor @Tr__WEB @trhbr1 @Tr__Teknoloji hesaplarımız twitter tarafından kapanmıştır. ==>> @Tr_Hbr_ @TR__Tube @Magduriyetler_ @Tr__Ekonomi Tr__News hesapları aracılığıyla yayındayız.

 TR NEWS
LightBlog

23 Eylül 2018 Pazar

’15 Temmuz’da Efkan Ala’nın uçağının kalkışını iptal ettim’

15 Temmuz'da darbeci askerler tarafından kızının düğünü basılan Korgeneral Mehmet Şanver, aynı gece Erzurum'da kalkış hazırlığı yapan uçaklar olduğunu söyleyerek, “Daha sonra bunların, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın uçağına yönelik kaldırılma faaliyeti olduğunu öğrendim” dedi.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Moda Deniz Kulübü’nde yapılan ve üst düzey komutanların kaçırıldığı düğünün sahibi emekli Korgeneral Mehmet Şanver, Akıncı Üssü davasında müşteki sıfatıyla ifade verdi.
Darbe girişimini öğrendikten sonra Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi’nde (BHHM) nöbetçi olan davanın sanıklarından Tuğgeneral Recep Ünal ile görüşüp talimatlar verdiğini söyleyen Şanver, bir görüşmede Erzurum’daki uçakların kalkış için hazırlık yaptığını öğrendiğini belirtti. Kalış için hazır bekleme (scramble) işlemini iptal ettiğini aktaran Şanver, “Daha sonra ceride kayıtlarından bu uçakların, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın uçağına yönelik kaldırılma faaliyeti olduğunu öğrendim” dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü’nde yaşananlara ilişkin davanın duruşması, Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi yerleşkesindeki salonda görüldü.
Duruşmada, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kaçırılan üst düzey komutanların müşteki sıfatıyla beyanlarının alınmasına devam edildi. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal’ın ardından, darbe girişimi gecesi kızının Moda Deniz Kulübü’ndeki düğünü basılan emekli Korgeneral Mehmet Şanver ifade verdi.
‘EMİRLERİN KAYIT EDİLMESİNİ EMRETTİM’
Mehmet Şanver, darbe girişimini öğrendikten sonra dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve orada bulunan generallerle birlikte kriz masası oluşturduklarını ve karşı faaliyetleri telefonlarla organize ettiklerini söyledi.
Şanver, “Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi’nde (BHHM) nöbetçi olan (davanın sanıklarından) Tuğgeneral Recep Ünal ile sürekli görüşüp talimatlar verdim. Sürekli emirlerin cerideye (kayıt defteri) kaydedilmesi konusunda ikaz ettim. Emir veren emir alan komutanların cerideye kayıt edilmesi için emir veriyordum ve Recep Ünal da ‘Başüstüne’ deyip uyguluyordu” dedi.
EFKAN ALA’NIN UÇAĞINA YÖNELİK KALDIRILMA FAALİYETİ
BHHM’deki Recep Ünal ile bir görüşmesinde Erzurum’daki uçakların kalkış için hazırlık yaptığını öğrendiğini belirten Şanver, şunları söyledi:
“Emrimiz kesindi. Bizden izin almadan uçuş yapmak yoktu. ‘Nereden çıktı bu scramble’ (kalkış için hazır bekletme) dedim. Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi’nden alınmış, Mutlu general aramış galiba, cerideden öyle okudum ben. Ancak bana onu söylemedi. ‘Derhal iptal ediyorsun scramble. İptal et duyacağım’ dedim. O ‘Scramble iptal’ dedi. Ben de duydum telefonda. Daha sonra ceride kayıtlarından bu uçakların, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın uçağına yönelik kaldırılma faaliyeti olduğunu öğrendim.”
Bir süre sonra Recep Ünal’ın telefonuna çıkmadığını ve Albay İsmail Ünal ile konuştuğunu ve emirleri onun aracılığıyla verdiğini anlatan Şanver, “Kriz masasında kaleme aldığımız 5 emri Albay İsmail Ünal’a gönderip, ‘bunu bir generalin emri ile yayınla’ dedim. Emir, saat 00.11 sıralarında Recep Ünal imzasıyla yayınlamış” diye konuştu.
‘DÜĞÜNE GELEN ASTSUBAY ATEŞ ETTİ’
Kızının düğününe yapılan baskını da anlatan Şanver, gelen askerlerin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’a, “Komutanım sizi korumaya geldik” dediklerini söyledi.
Şanver şöyle devam etti:
“Komutana, ‘Komutanım bunlar bizi korumaya geldiyse, biz burada çalışıyoruz. Dışarı çıkıp bizi dışarıda korusunlar’ dedim. Komutan, ‘Ben sizi çağırmadım, sizi buraya kim gönderdi’ diye sordu. ‘Emir böyle, yüksektir’ diye karşılık verdi. Komutan, ‘O zaman çıkıp bizi dışarıda koruyun’ diye bizzat kendi koruma şefine emir verdi. Adam dinlemedi. Tartıştılar. Astsubay silahını çıkarttı, mermiyi namluya sürdü. Önce Güneykaya’ya yöneltti, sonra yanından, sol tarafından bir el ateş etti. ‘Bizi zor kullanmaya mecbur etmeyin’ dedi.”
Kaçırıldıktan sonra bir helikopterle İstanbul üzerinde gezdirildiklerini, bu süre içinde 6-7 farklı yere helikopterin iniş-kalkış yaptığını anlatan Şanver, sabah saatlerinde Akıncı Üssü’ne götürülüp, elleri ve ayakları bağlanarak bir odaya kilitlendiğini söyledi.
‘DÜNYA TARİHİNDE BÖYLE BİR KURTARMA YOKTUR’
Şanver, “Sabah Akıncı’da tutulduğum odaya siyah takım elbiseli tümgeneral olduğunu söyleyen bir kişi girdi. ‘Komutanım kurtuldunuz, geçmiş olsun’ dedi” şeklinde konuştu.
Odadan çıktığında karşısında Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ı gördüğünü belirten Şanver, “Ben o ana kadar komutanın Akıncı’da olduğunu bilmiyordum. ‘Geçmiş olsun’ dedi. Ben de ‘size de geçmiş olsun komutanım’ dedim. 5 dakika sonra ikinci komutanımız Akın Öztürk geldi. Elinde makas. ‘Geçmiş olsun Şanver’ deyip kelepçeyi kesti. Makası almak istedim ayaklarımdaki kelepçeyi ben keseyim diye. Müsaade etmedi, eğilerek ayaklarımdaki kelepçeyi keserek, bizi kurtardı. Herhalde dünya tarihinde böyle bir kurtarma yoktur. Hava Kuvvetlerinin 3’üncü kıdemdeki adamı ilk iki komutanı tarafından kurtarılıyor. Böyle bir kurtarılma hikayemiz var” diye konuştu.
KRONOS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder