Türkiye’de cezaevilerinde ne hasta tutuklular ne de tutsak bebekler sağlık hizmetinden doğru dürüst yararlanabiliyor. Altı aydır kızı Damla ile birlikte cezaevinde bulunan Arzu Akçakaya, eşine gönderdiği 9 sayfalık mektupta kızının koğuşta dizanteri olduğunu ve bebekli bir anne olarak hapiste yaşadıklarını yazdı.
15 aylık Damla bebeği aynı gün içinde 3 kez acile götürmek zorunda kaldığını söyleyen Arzu Akçakaya, “Çok hastalandı bir gün, durumu iyi değildi, neden olduğunu bilmiyorduk ve acile götürdük. Doktor dizanteri teşhisi koydu ve ilaç yazdı. Ama bebeğimin ilaçları zamanında alınmadı ve çocuğumla beraber ikinci kez acile gittik. Doktor buraya gelmeniz çözüm değil, bu çocuğun bir an önce ilaçlarının alınması lazım dedi. Yavrumun bünyesi o kadar zayıf düşmüştü ki, ilaçları vücudu sadece 1 gün kaldırabildi ve aynı gün tekrar ağırlaştı, yine acile gittik.” dedi.
ATEŞİ 39,5’A YÜKSELDİ
Gardiyanlara, kızını babasına vereceğini ve eşine haber verilmesini istediğini ifade eden Akçakaya, “Tamam dediler, aradan 5 dakika geçmeden, bebeği babasına veremeyeceğiz, çünkü mesai saati geçti, biz hastaneye götüreceğiz dediler. Çocuğumu babasına verip özel bir doktora göstermek istiyorum desem de beni dinlemediler ve çocuğumun ateşi 39,5 kadar yükseldi ve 3. kez acile gittik.” ifadelerini kullandı.
Dört gün boyunca hastaneden kalan Damla bebeğe serum takviyesi yapıldı. Akçakaya, kızı taburcu olurken doktorun tekrar ilaç yazdığını ama o ilaçların da verilmediğini, eşi cezaevi yönetimini aradıktan 6 gün sonra kendisine teslim edildiğini belirtti.
DAMLA, TARIK VE EBRAR BEBEKLER
Arzu Akçakaya mektubunda Damla’nın dışında koğuşta iki bebeğin daha başına gelenleri anlatmaya çalışıyor. 16 kişilik koğuşta 25 kişinin kaldığını anlatan Akçakaya, bebeklerin sık sık ranzalardan düştüklerini ve ranzalara çarptıklarını ifade ediyor: “Tarık bebeğimiz bir gün Ranza’da uyurken düştü, o gün o kadar korktuk ki… Önce yastık düşmüş, sonra da Tarık yastığın üstüne. Ya betona düşseydi, ya çocuğa bir şey olsaydı ne olacaktı! Tarığımız o kadar korkmuştu ki, zorla susturduk ama annesine yaşadıkları çok ağır geldi, saatler sonra sakinleşti.”
İLK DOĞUM GÜNÜNÜ KOĞUŞTA KUTLADI
2017’de evlenen Akçakaya çiftinin ilk çocukları Damla bebek, 9 Ekim 2018’de dünyaya geldi. İlk doğum gününü koğuşta kutlayan Damla’nın kaderini bugün Türkiye’de birçok çocuk yaşıyor.
ÇÖP KONTEYNIRINDAKİ PARMAK İZİ DELİL OLARAK DOSYASINA GİRDİ
Cemaat soruşturmaları kapsamında 2 Ağustos 2019’da tutuklanan Arzu Akçakaya bir gün sonra, Gaziantep Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanıp kızıyla birlikte Gaziantep L Tipi Cezaevine gönderildi. 4 Şubat 2020’de ikinci kez hakim karşısına çıkacak olan Akçakaya’nın örgüt üyesi olduğuna dair iddianamesine delil olarak giren olaylardan biri de Bitlis’te bir çöp konteynırından çıkan kitaplarda parmak izinin bulunmasıydı. O iddialar dosyasında şöyle yer almıştı:
“15 Temmuz akabinde Bitlis ili Beş Minare Mahallesi 1301 Sokak, 160 Evler Sitesi, Seval ve Nur Apartmanı önünde bulunan sokak üzerindeki çöp konteynırı içine çevresine atılan kitap dökuman ve dijital materyaller ile Bitlis Olay Yeri İnceleme Müdürlüğü tarafından yapılan parmak izi çalışmalarında elde edilen izlerin karşılaştırılmasında tespit edilen izlerin şüphelinin sağ el orta parmak izi ile aynı olduğu tespit edilmiş olup bu husustaki bilgiler de dosyasına eklenmiştir.” Arzu Akçakaya’nın eşi M. Akçakaya, eşinin o tarihler arasında HTS kayıtlarında da görüleceği gibi Bitlis’te değil, Gaziantep’te olduğu söylüyor.
ARZU AKÇAKAYA’NIN MEKTUBU
Bitlis Eren Üniversitesi Tarih bölümü mezunu olan Arzu Akçakaya (29), eşine gönderdiği mektubunda gözaltına alındığı ve tutuklandığı 2-3 Ağustos 2019 gününü anlatıyor. Mektupta, cezaevinin bebekli anneler için ne kadar zor olduğu bir kez daha görülüyor. İşte o mektup…
“2019 geride kaldı ama yaşananlar…
Öyle bir an ki… Sabah yedi buçukta uyanmıştım, işe gitmek için hazırlıklarımı tamamladım. Ama nedense pek gidesim yoktu. Damla da daha uyanmamıştı. Onu uykulu uykulu beşiğinden alıp bebek arabasına koydum işe gitmek için, nereden bilebilirdim ki akşam eve dönemeyeceğimizi…
Bugün sen İstanbul’da işlerini bitirmiş Adana’ya geçiyordun, Allah’ın izniyle akşam da evde olacaktın. Üç gündür evin hiç tadı yoktu sensiz. Sabah kızımla beraber dükkanın elektrik faturasını ödeyip öyle açtık dükkanı.
Bugün Damla çok durgundu, yüzünde çok farklı bir ifade vardı. Hemen fotoğrafını çektim, teyzesine attım, Damla bugün bir garip diye. İçine mi doğmuştu acaba kızımın bugün yaşayacaklarımız? Ve son olarak kızımın o halini çektim, nereden bilebilirdim ki…
Bugün işler çok ama çok durgundu, canım çok sıkılıyordu, zaten senin şehir dışında olman da cabasıydı. Dedim ki, keşke işler iyi olsaydı, kaç gündür şehir dışında yorulmuştun zaten, eğer iyi olsaydı geldiğinde yüzün gülerdi, bu tür düşünceler geçiriyordum içimden…
CUMA VAKTİYDİ, POLİSLER GELDİĞİNDE
Ve saat öğlen 1.10 civarıydı. Herkesin cumada olduğu vakitlerdi. Kızım kucağımda müşteriyle ilgileniyordum. Kafamı kaldırdım, kapıda bir kalabalık. O kalabalıktan biri yanıma yaklaşarak ‘Arzu hanım ben terör şubeden…’ diyerek kimliğini gösterdi. Bir an dondum, tarif edilemez duygular sardı beni. Kimliğimi bile istemeden adımla hitap etti, sanırım fiziki takip, her neyse…
Bir an çok çaresiz olduğumu hissettim. Yanımda sen yoksun, anam yok, babam yok, sadece 9,5 aylık kızım vardı. O an sana o kadar çok ihtiyacım vardı ki ama yoktun işte, sen de istemezdin böyle olmasını biliyorum. İşte her şey bitti, buraya kadarmış dedim.
KIZININ BİRİNE VERİLMESİ LAZIM
Polis etrafı toparla, dükkanı kilitle gidelim dedi. Nasıl toparladım bilmiyorum. Ve kızının birine verilmesi lazım dedi. O an çocuğumdan ayrılık korkusu bitirdi beni. Etrafı toparlarken kara kara düşünüyordum, ben bu haberi eşime nasıl vereceğim, şimdi nasıl üzülür diye içimden geçirdim. Ve işin zor tarafı 9,5 aylık kızımı bebeğimi kime teslim edecektim?
Faruk’a haber verdim sana ulaşamayınca. Damla’nın alınması lazımmış, beni şubeye götürüyorlar deyince Faruk bir an kötü oldu. ‘Tamam yenge’ diyebildi sadece. Ve bebeğimle beraber Maraş KOM Şubesine gittik. Damla’yı almaya halası geldi, verirken o kadar zorlandım ki çok kötü oldum, kızımla ilk ayrılık anımdı. Giderken kızımın bana bakışlarını asla unutamam.
Ve ifademe başlandı sonra, Maraş Adliyesine götürüldüm. Yol boyunca aklım kızımdaydı ve adliyede savcıyı bekledik. Sonra bir telefon geldi. Savcı ifademi almadı. Antep beni buraya istemiş, buna hiç anlam veremedim, hala da öyle…
BANA BİR GÜZEL BAĞIRDI
Ve Maraş’tayken sağlık kontrolüne gittiğimizde işlemler bittiğinde arabaya bindik. Baktım benden taraf arabanın kapısı tam kapanmamıştı. Fark ederler herhalde diye düşündüm. Çünkü benim acım başkaydı, o dertte değildim. Araba hareket etti, baktım beş dakika sonra durdu. Yanındaki memur şoföre niye durdun dedi, onun taraftaki kapı açık o yüzden dedi. Sonra indi ve kapıyı kapattı. Bana bir güzel bağırdı, niye açtı diye.
Halbuki benim kapıyla aramda bayağı bir mesafe vardı ve yanımda da bayan memur oturuyordu. Dokunmadığımı o da biliyordu ama sesini çıkarmadı. Ben açmadım diye açıklama yaptığımda kimin umurunda, kapıyı kilitledi. Kendi yapmış olduğu hatayı bana mal etti. Bu beni o kadar incitti ki…
Ve indikten sonra tek bir cümle söyledim bayan memura: ‘Ben arabadan atlayacak kadar karaktersiz bir insan değilim’ dedim. Ve bu sözün üzerine bayan memur: ‘Biliyorum sen kapıya dokunmadın, zaten şubeye gelince arkadaşa söyledim’ dedi.
Ama benim için önemli olan o anda söylemesiydi ama sustu… Ve Maraş’a akşam ezanı okunurken ben polis arbasında sen ise arkada araçta kızım ve halasıyla beraber beni takip ediyordun. Aklım sürekli sizdeydi. Kaç defa arkama dönüp dönüp baktım bilmiyorum.
MEĞER NE ÖNEMLİ TERÖRİSTMİŞİM!
Ve bu şekilde Antep’e doğru yol alıyorduk. Meğer ne önemli terörsitmişim ki beni 9,5 aylık bebeğimle gece gece Antep yollarına düşürdüler. Ve bir saat yolculuğun ardından gece Antep KOM’a geldik. Ve birkaç saat ayrılığın arkasından kızım kucağımdaydı, doya soya sarıldım, kokusunu içime çektim, gözyaşlarım akıverdi. Canım yavrum benimle beraber rezil oluyordu.
Sen ise bilmediğin Antep sokaklarında kızıma bez gibi ihtiyaçlarını almak için gezip durmuşsun. Şubeye bu eşyaları getirdiğinde o kadar kötüydün ki… Nasıl kötü olmayasın, eşin, kızın karakollarda ve onlardan ayrıldın. Biliyorum senin için de o kadar zordu ki…
Ve ifademe yarın sabah 9’da başlanacağı söylendi. Memur bana klimalı bir oda verdi. Deri koltukların üzerinde bebeğimi uyuttum, o kadar yorulmuştu ki… Bense sabaha kadar uyumadım. Koltuktan düşer diye başucunda bekledim. O gün sabah olmadı, çünkü beni çok bir hayat bekliyordu artık…
Bir konuda minnettarım, beni bebeğimle beraber o gün nezarethaneye koymadılar, bu noktada çok teşekkür ediyorum o memurlara. Ya koysalardı ne yapardım be nezarethanede çocuğumla? Kim bilir…
İFADE ARASINDA KIZIMI EMZİRDİM
Ve ifadeye başlandı. Sen ve kızım ise koridorda ifademin bitmesini bekliyordunuz. Damla durmayınca memurun da izniyle ara verilip kızımı emzirdim. Kısacası kızım ve sen ifade esnasında rezil olmuştunuz biliyorum. Damla seni çok zorlamıştı. Kim bilir sen hangi düşünceler içerisindeydin.
Ve ifade bitti. Küçücük çocuğum olmasına rağmen suçsuz yere savcılık ve mahkeme tutuklama kararı verdi. Tutuklandığıma değil de senden ve kızımdan ayrılmam o gün beni mahvetti. O gün cezaevine gelirken senden tek isteğim “Çocuğumu bana getir” demek oldu ağlayarak, sen ise “Getireceğim canım, üzülme ne olur” diyerek ağlamıştın.
CEZAEVİNE GİDİYORDUM VE KIZIMI BANA VERMEDİLER
Kaynak: http://aktifhaber.com/gundem/kizim-kogusta-dizanteri-oldu-3-kez-acile-goturdum-ilaclari-verilmedi-h141996.html
MEVCUT KREDİLER
YanıtlaSilKişisel, Ticari Nakit Kredisi, Teminatsız Kredi, Teminatsız işletme sermayesi almanız mı gerekiyor? Herhangi Bir Profil İçin Özel Olarak Geliştirilmiş Kredi Programlarımız Var, İş İhtiyaçlarınızı Karşılamak için bugün bize bir kredi uygulayın.
Operasyon;
Hızlı ve Basit Kredi
Hızlı Başvuru Süreci
24-72 Saat İçindeki Onaylar
İsteğe Bağlı Ücret Kredisi
5 günden az sürede finansman
MEVCUT KREDİ HİZMETLERİ DAHİL:
================================
* Bireysel Krediler.
* İşletme Kredileri.
* Yatırım Kredileri.
* Ticari Genişleme Kredileri.
* Sabit Para Kredileri
* İnşaat kredileri.
* Kredi Kartı Takas Kredisi
* Borç Konsolidasyon Kredisi
Borç / Kredi Finansmanı İsteyen ve İşletme Sermayesi Arayan Şirketlere Yeni Bir İş Kurmak Veya Mevcut İşi Genişletmek İçin Müşterilere Finansal Danışmanlık Sunuyoruz.
İlgili Taraflar, yoluyla daha fazla bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.
Posta; Howardfinancialaid@yahoo.com
Whatsapp: +1 (573) 279-4038