AKP’nin ittifak ortağını kaybetme riskine rağmen, ilk denemesi kötü sonuçlanan Çözüm Süreci’ne yeniden cesaret edip etmeyeceği merak konusu.
90’ların karanlık günlerine dönüş olduğu tartışmaları yaşanırken, yine 90’lardan alışık olunan parti kapatma tartışmaları siyasetin gündemini meşgul ediyor. Cumhur İttifakı bileşenlerinden MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘HDP kapatılsın’ çıkışı ittifak ortaklarının arasını açtı. Bahçeli’ye olumsuz cevap veren AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a Bahçeli’nin çıkışı çok sert oldu.
Tartışmaya dahil olan Cumhur İttifakı destekçisi Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de Bahçeli’nin çağrısını çok olumlu karşıladıklarını belirtti. “MHP’nin Siyasi Partiler Kanununun 100. maddesine göre HDP’nin kapatılması için Yargıtay Başsavcılığına resmi başvuruda bulunma hakkı vardır. Umuyoruz bütün partiler başvuru yapar” dedi.
Olay Tv’ye konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Belki de Bahçeli ittifaktan ayrılmak istiyor olabilir” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin ittifaktan ayrılmak isteyip istemediği bilinmiyor ama MHP liderinin “HDP kapatılsın” ısrarının arkasında AKP hükumetini yeniden ‘Çözüm Süreci’ için nabız yoklama girişimleri olduğu belirtiliyor.
Erdoğan’ın danışmanı Gülşen Orhan ve eski HDP’li Milletvekili Sırrı Sakık’ın sözlerini referans gösteren bazı basın organları, yeni bir Çözüm Süreci’nin başlayacağı iddiasına yer veriyor. AKP’nin bu yüzden HDP’ye açılacak bir kapatma davasına sıcak bakmadığı ve ortaklarıyla arasının bozulmaya başladığı ileri sürülüyor.
Peki Bahçeli’yi ittifaktan kopma noktasına getiren Çözüm Süreci’nin ilk denemesinde neler yaşanmıştı…
SÜRECİN BAŞLANGICI OSLO GÖRÜŞMELERİ
O dönem sürecin koordinatörlerinden AKP’li eski Bakan ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecinin Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005’teki Diyarbakır konuşmasıyla işareti verilen paradigma değişikliğinin ve 2009’da başlatılan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile Demokratik Açılım’ın devamı niteliğinde olduğunu belirtti.
Aslında 2009 yılında Norveç’in başkenti Oslo’daki, MİT-PKK görüşmeleri (Oslo görüşmeleri) sürecin başlangıç tarihi olarak da kabul ediliyor.
KAMUOYUNA DUYURULDU
PKK bir süredir devam eden ateşkesi 31 Mayıs 2009 tarihinde tek taraflı uzattığını bildirdi. Tam 2 ay sonra İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kürt Açılımı kapsamında yapılan temasları basına açıkladı. Atalay “Bir aylık süre zarfında yaptığım görüşme ve toplantılar süreç açısından son derece olumlu olmuştur” dedi. Bu açıklamadan 2 gün sonra dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın kamuoyuna duyurduğu hükumetin Kürt açılımı kapsamında düzenlenen çalıştayların üçüncüsü gazeteci ve yazarların katılımıyla Polis Akademisinde yapıldı.
ÇADIR MAHKEMELER
19 Ekim 2009 tarihinde ise Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olay yaşandı. Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 34 PKK üyesi Habur Sınır Kapısından davul ve zurnalarla girerek teslim oldu. Gelenleri karşılamak üzere Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde yaklaşık 50 bin kişi toplandı.
Davul zurnalı karşılama ve kurulan çadır mahkemelerde gelen PKK’lıların beraat ettirilmesi uzun süre tartışma konusu oldu. Muhalefetten “Devlet PKK’nın ayağına götürüldü” eleştirileri geldi.
Beşir Atalay çözüm süreci doğrultusunda hazırlanan ve 4 ayrı mekanizmadan oluşan İnsan Hakları Paketi’nin başlıklarını açıkladı. Buna göre cezaevlerinde Kürtçe gibi farklı ve dil lehçelerde görüşme yapılmasına imkan sağlandı, özel kanalların farklı dil ve lehçelerde 24 saat yayın yapmasına izin verildi, farklı dil ve lehçelerde enstitü, araştırma merkezi kurulması yönünde YÖK karar aldı, Yaşayan Diller Enstitüsü kuruldu, yol kontrollerinin azaltılması ve yayla yasaklarının asgari seviyeye indirilmesi yönünde valiliklere genelge gönderildi.
BAHÇELİ: AÇILIM TUZAĞINA DÜŞMEYİN
Devlet Bahçeli, 27 Mart 2010 tarihinde yaptığı açıklamada AKP hükumetini “Açılım tuzağına düşmeyin” diyerek uyardı.
Çözüm Süreci devam ederken PKK’lıların karakol baskınları devam etti. Tunceli’de bir karakola yapılan baskında 4 asker şehir edildi. Bu rağmen sürece muhalif haber yapan bazı gazeteciler ise ağır ceza mahkemelerinde yargılandı. PKK yöneticisi Duran Kalkan’ın “Genel af da çıksa silah bırakmayız” açıklamasını haberleştiren Milliyet muhabiri Namık Durukan’ın, Terörle Mücadele Kanunu’nu ihlal ettiği gerekçesiyle 1 yıldan 7 yıla kadar hapsi istendi.
KÜRT SİYASİLER İMRALI’YA GİTTİ
2012 yılına gelindiğinde ise İçişleri Bakanlığı KCK operasyonlarına, PKK ise Gaziantep başta olmak üzere bazı illerde bombalı eylemlere başladı.
AKP Hükumeti, 2013 yılında iyi gitmeyen sürecini kontrol edebilmek için BDP heyetinin İmralı’ya gidip Öcalan ile görüşmesine müsaade etti.
AKİL ADAMLAR KOMİSYONU
Aynı yıl hükumet çözüm sürecini halk nezdinde tanıtmak ve teşvik etmek için “Akil Adamlar” adı verilen bir komisyon kurdu. Erdoğan ilk kez Akil Adamlar Heyeti ile toplandı ve çözüm sürecini halka anlatmaları ve teşvik etmeleri için kendilerinden yardım istedi.
Süreç, 16 Temmuz 2014’te Resmi Gazete’de ‘Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun’ adıyla da yayımlanarak kanunlaştı.
PKK üst düzey yöneticisi silah bırakmak için şartlarını açıklarken KCK davasında yargılanan tutuklu sanıkların tamamı tahliye edildi. Yapılan seçimlerde Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Seçimin hemen ardından 20 Ağustos 2014’te MİT Müsteşarı Hakan Fidan İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü.
KOBANİ OLAYLARI
8-9-10 Ekim 2014 tarihinde ise IŞİD’in Kobani’yi işgal etmesi yüzünden yurt genelinde IŞİD ve Kobani protestoları başladı. Kanlı geçen eylem sonunda toplam 34 kişi öldü. Bingöl İl Emniyet Müdürü’ne yönelik silahlı saldırıda, Emniyet Müdür Yardımcısı ve bir başkomiser şehit oldu. Yurt genelinde ‘terör örgütü adına suç işlemek’, ‘kamu görevlilerine direnmek’, ‘mala zarar verme’ ve ‘yağma’ suçlamalarından 112 kişi tutuklandı.
Kobani olayları sonrası asker ve PKK arasındaki çatışmalar yer yer yeniden başladı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Sürece mahkum değiliz” açıklaması yaptı.
DOLMABAHÇE MUTABAKATI ÖCALAN’IN ÇAĞRISININ OKUNMASI
Bir sonraki yıl HDP heyeti, Kobani olayları ve başlayan çatışmalar yüzünden kopma noktasına gelen süreci toparlayabilmek için Kandil ile İmralı arasında mekik dokumaya başladı.
28 Şubat 2015’te Öcalan’ın PKK’ya silahsızlanma kongresi için yapacağı çağrının üzerinde Kandil ve İmralı anlaştı. Geniş bir demokratikleşme programını içeren 10 madde silah bırakmak için ön şart verilmedi, bu maddelerin hayata geçirileceğinin garantisi olarak da hükumetin olduğu bir toplantıda okunmasına karar verildi.
Dolmabahçe Sarayı’nda Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, Öcalan’la görüşmeleri yürüten eski MİT Başkan Yardımcısı, Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ve İmralı Heyeti’nden Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken’in olduğu toplantıda Öcalan’ın PKK’ya silahsızlanma kongresi toplama çağrısı Sırrı Süreyya Önder tarafından okundu.
SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ
Aynı yıl yapılacak Genel Seçimlere parti olarak girme kararı veren dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Meclis grup toplantısında kürsüye çıkıp üç cümlelik bir konuşma yaptı: “Seni başkan yaptırmayacağız. Seni başkan yaptırmayacağız. Seni başkan yaptırmayacağız.”
Sürecin bitmesine bu konuşmanın neden olduğu yorumları da yapıldı.
7 HAZİRAN SEÇİMLERİ
Sert geçen seçim kampanyalarının ardından HDP yüzde 13 oyla barajı geçip 80 vekil çıkardı. Yüzde 41’de kalan AKP tek başına iktidar olamadı.
Seçimler sonunda MHP’nin AKP karşısında bir ittifaka yanaşmaması yüzünden hükumet kurulamadı. Diğer partilerinde anlaşamaması sonucu 1 Kasım’da yeniden seçim kararı alındı.
20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde Kobani’ye gitmek için toplanan SDGH’li gençlerin açıklama yaptığı sırada bir IŞİD’li canlı bomba kendini patlattı, 32 kişi öldü.
CEYLANPINAR SALDIRISI VE SÜRECİN SONU
KCK Eş Başkanı Cemil Bayık halkı silahlanmaya ve tünel ve siper hazırlamaya çağırdı. Bayık Çağrısında “Halkımız meşru savunma örgütlenmesini ve bilincini de geliştirmeli. Bu sadece askeri güçlerin büyütülmesi temelinde değil, halk olarak meşru savunmasını geliştirmeli. Tüm halkımız silah almalı, bu temelde kendini eğitmeli ve örgütlemeli. DAIŞ ve sömürgeci tüm güçlerin her türlü saldırısına karşı köylerde, kentlerde, mahallelerde yer altı sistemi, tüneller, mevzi sistemi geliştirmeli” ifadelerin kullandı.
Bu olayın akabinde yaşanan Ceylanpınar saldırısı sonrası sürecinin sona erdirilme süreci başladı. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde görevli polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar sabaha karşı yataklarında uyurken infaz edildi. PKK saldırıyı üstlenmese de bu olay Çözüm Sürecini bitiren saldırı olarak biliniyor.
Türkiye 1 Kasım Seçimlerine giderken tarihinin en kanlı terör saldırılarını yaşadı. AKP’yi yeniden tek başına iktidara taşıyan seçimlerin ardından Şırnak ve Diyarbakır başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu illerinde başlatılan ‘Hendek Operasyonları’nda çatışmalar yeniden başladı. Çatışmalarda yüzlerce asker sivil ve PKK’li hayatını kaybetti.
Kaynak: http://aktifhaber.com/siyaset/tayyip-erdogan-yeni-cozum-surecine-cesaret-edebilir-mi-h153850.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder