İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın cazibesine kapılanlar kararlı duruş sergileyemez - TRHABER

TR Haber | Tüm Haberler | @Tr__Dunya @Tr__Spor @Tr__WEB @trhbr1 @Tr__Teknoloji hesaplarımız twitter tarafından kapanmıştır. ==>> @Tr_Hbr_ @TR__Tube @Magduriyetler_ @Tr__Ekonomi Tr__News hesapları aracılığıyla yayındayız.

 TR NEWS
LightBlog

20 Mayıs 2024 Pazartesi

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Dünyanın cazibesine kapılanlar kararlı duruş sergileyemez

İnsan hayatı tercihlerine göre şekilleniyor, belli yaşa kadar yapılan seçimler bir aşamadan sonra değişince bambaşka biri karşımıza çıkıveriyor. Böylelerinin ilk dönem tavırlarına güvenenler onun eski prensiplerine bağlı olduğunu düşünerek sorgulama gereği duymadan peşine takılırsa hayal kırıklığı yaşıyor. 

Yakın tarihimizde bu örneklerden onlarcası var, belediye başkanlığıyla başlayan serüven başladığı yerden çok farklı bir yere savruldu ve tek başına ülke yönetmeye kadar uzandı. Yanıltıcı reklamlarla kandırılan taraftarları hala onun verdiği eski sözlere sadık kaldığını zannederek arkasında duruyor.

Şöyle bir hafızanızı tazeleyin… Elindeki tek varlığın yüzük olduğunu gösterip bunun dışında bir imkânım olursa bilin ki haksız kazançtır iddiasıyla yola çıktı. Şu anda aile ve çevresinin servetinin ne kadar olduğunu kimse bilmiyor. Başkalarını hırsızlıkla suçlayıp kul hakkını savunarak oy toplayan partililer, yolsuzlukların halife payı olduğuna inandırıldı, bir ailenin ülke kaynaklarını üzerine geçirmesini hırsızlık gibi görmüyor, yasa dışı dinin menettiği her eylemi bir hikmet vardır deyip destekliyor. Memurlar, devletin soyulmasına hizmet ederse, hukukçular ülkenin paylaşımına katkı sunarsa, emniyetçiler yönetimin yasadışı faaliyetlerine arka çıkarsa, muhaliflere zulmedip tutuklarsa, suça bulaşmış partilileri koruyup kollarsa görevine devam edebiliyor.    

Hangi yönde ilerlemesi gerektiğine karar veremeyen, neyin doğru neyin yanlış olduğunu seçme yetisini kaybedenler, başladıkları yerden öyle uzaklaştı ki bu günlerde Ayhan Bora Kaplan gibi bir çetenin suçlarını aklamak için soruşturan polisleri görevden alıp tutukluyor. Herkesin gözü önünde işlenen cinayet bağlantılarını saklamak için devletin en tepesinde ortaklar toplantı üstüne toplantı yapıyor. Biri Sinan Ateş cinayetiyle diğerini köşeye sıkıştırırken diğeri Kaplan dosyası üzerinden partilileri suçla ilişkilendiriyor. Boşanması kaçınılmaz AKP-MHP evliliği suç kardeşliğiyle devama zorlanırken yapılan kirli işler karşılıklı tehditlerle şimdilik örtülüyor. 

İlk kez geniş imkana kavuşanları, güç-makam-servet-şöhret zehirledi dünyanın geçici zevk ve lezzeti, saltanat keyfi başlarını döndürdü, bazıları onların hala sahabe yolunda olduğunu sanıyor dünyevi hazların nereye sürüklediğini bilmiyor, halbuki insani duyguları kayboldu, büyük bir şımarıklık içinde herkese tepeden bakıyorlar.

Dışarıdan çok güçlü bir irade görüntüsü verenlerin, halka dürüstlük taslayanların paraya yenik düştüğü,  

“-Polisler eve gelmeden önce kasalardaki parayı sıfırlaman lazım, bu çok fazla hepsini sıfırlayamadım baba”

Sözleriyle ortaya çıktı hırsızlıklarını saklamak için kılıktan kılığa girdiği gözlendi.   

Yemeye, içmeye, rahata, debdebeye, ihtişama alkışa zevk ve safa içinde bir hayata kapıldılar, ebedi dünyada kalacak gibi hayatlarını garantiye aldıktan sonra torunları için mal yığıyorlar. Halk sefalet içindeyken onlar, lüks peşindeler yazlık kışlık saraylar inşa edip uzun konvoylarla dolaşıyorlar. Toplumu sömüren 5 li çetelerle milyarlık servetlerini katladıkları halde, kendi hayatlarından hiç ödün vermeden halkı tasarrufa zorluyorlar.

Dinin önemli prensiplerinden biri dünya nimetlerine kendini kaptırmamak, dört büyük halife gibi kıt kanaatle yetinmek ve halkın refahı topluma bir şeyler kazandırmak için didinip durmak. Onlar, bu anlayışını çoktan unuttular, irade zaaflarından dolayı hatadan uzak duramadılar. Temiz bir yaşam zor geldi, nefsin isteklerini dine Allah ve peygamber buyruğuna tercih ettiler. Kolay yoldan kazancın cazibesinden kaçamadı, hiç ölmeyecek gibi zevklere kendilerini kaptırdı, yetkilerini yasaları ve ahlaki kurallara çiğneyerek ceplerini doldurmada kullandılar.

Tatmin peşinde koşarken girdikleri virajda karanlık güç odaklarına yakalandılar. Karşılaştıkları ilk engelde ahiret hayatından ödün verdi devleti soyan suç çetelerinin güdümüne girdiler. Sonrasında akladıklarını karaladı, savunduklarını kötüledi, onların insanlık dışı tekliflerini onlar adına üstlendi, dünya ve ahitte yüzlerini kızartacak birçok suça bulaştılar. Bataktan kurtulamıyor bir şey yokmuş gibi yola devam etmeye çabalıyorlar 

Olaylar karşısında sabrın sihirli tesiri bilinmediği için her engelden yasa dışına çıkarak sıyrılmaya kalktı gırtlaklarına kadar suça bulaştılar Toplumun kanını emen karşılıksız günahını bile vermeyecek kesimlerle dansa kalktı onların sunduğu imkân ve fırsatlarla kendilerini kaptırdılar. Kusurlarının cezasına razı olup aklanmaktan kaçtıkları için önlerine konan her karanlık senaryoya figüranlık yapıyorlar. Onlara göbekten bağlandıkları için onur kırıcı onlarca isteğe evet dedi masumlara zulmü onlar adına üstlendiler.

Yüce yaratıcı önünde boyun bükmeyi gururlarına yediremedikleri için, geçmişten günümüze ülkede karanlık emelleri olanların önüne boyun büktü her teklife uymak zorunda kaldılar. Engelleri aşma konusunda gerekli sabrı gösteremedikleri azıcık sıkıntı ve meşakkate katlanamadıkları için, her gün karar değiştirdi hem halkı hem dünyayı yanılttılar. Suçlardan aklanma karşılığı her senaryoyu kabullendi, ülkenin en donanımlı kadrolarının eritilmesinde rol aldı onların soykırım hülyalarını gerçekleştirdiler.

Çok sade bir yaşantı ile işe başladıkları düşünülen insanlar, Dünyanın geçici zevk ve lezzetlerine kapıldılar, şeytan ve avenelerinin telkinlerine kanıp yanlış yollara saptılar. Yüksek ahlaki değerlere bağlı kaldıklarında herkesin beğenisini kazanacaklardı onlar, bunu uzun ve çok zahmetli buldular. Dünyanın nefret ettiği zorbalara özendi yetki kullanıp kısa yoldan istediklerine ulaşmaya yöneldiler. Bedelini hem kendileri hem tüm topluma ödetiyorlar.

Kirli ortakların arkasına düşenlerin burnu pislikten kurtulmuyor, onlarla birlikte oldukları her adımdan sonra pişman olacakları işler yapıyor, ama karşılıklı bağımlılıktan dolayı hiçbirinden ayrılmaya cesaret edemiyor. Dinin referanslarını terk ettikten sonra bir gün ırkçılığın arkasına düşüp toplumu kutuplaştırıyor, ertesi gün ulusalcıların emrine uyup ülkenin geleceği için yanıp tutuşan fedakâr masumların kanını içmeye duruyor.  Dinin gereklerini yerine getirerek yükseleceği yerde şer odaklarına göre tavır belirleyerek, suça saplanıyor. Başkalarına yardım duygularını geliştirerek ülkeyi manevi hazlarla donatmak varken, kendi kesesi peşinde koşturmaktan halkın dertlerini göremiyor.

Hakkın takdirinin değişmeyeceğini görmezden gelip kirli ortaklardan medet bekliyor. Yumuşak döşekte lüks ve şatafat içinde bir hayatı tercih ediyor, herkes gibi bir gün ilahi huzura çağrılacağını orada yaptıklarının hepsinin hesabını vereceğini kazanç diye üstüne geçirdiklerinin kayıp olarak karşısına çıkacağını göremiyor. Zulümle ülkede terör estiren en aşağılık kesimlere şirin görünmekle mukadderatını değiştireceğini hem burada hem ötede hüsranla sonuçlanacak bir tabloyu geciktireceğini düşünüyor. Yanlışa meyletmeyenleri dünyayı yeterince tanımamakla, onur kırıcı davranıştan uzak kalanları enayilikle, zorbalar karşısında davranış değiştirmeyenleri akılsızlıkla, kısa yoldan köşe dönme hesabı yapmayanları saflıkla suçluyor.

Son günlerde dindarlığıyla övünenlerin, bu gücü kaybetmemek için kirli ortaklarının önlerine koyduğu en karanlık işleri desteklediği, onların suçlarını saklamak için kılıktan kılığa girerken, masum insanlara cezalar yağdırdığı ortaya çıktı. Ortaklık bozulursa sorgulanmaktan korkanlar, hukuk sistemini kullanarak suçlarını örtme kararı aldılar, mahkemeler suç dosyalarının için boşaltıp aklarken, Osman Kavala, Selahaddin Demirtaş gibi rejim tutsaklarına ceza yağdırıp muhalefeti yıldırmayı planladılar.

Dünya saltanatının şaşasına kendini kaptıranlar yetkiyi devretmemek için yeni kirli oyun peşindeler, Allah’a güvenecekleri yerde güce ve paraya güvendikleri için onu elde edince her işi yapacaklarını sanıyorlar. Bu kadar suça bulaşmış bir kadro bu imkanları bırakıp sıradan bir hayata razı olması imkânsız gibi. Ülke devasa sorunlarla boğuşsa bile onlar, koltuğu bırakmamak için her yolu deneyeceği anlaşılıyor.

Şimdilerde geçici bir süre yönetmek üzere alınan yetkiyi kalıcı hale getirme planı peşindeler. Ortakları atadan oğula aktarılacak bir saltanat rejimi hayaliyle avutuyorlar. Parti kuruluşunda birlikte olduğu arkadaşlarını birer birer sırtından attırdılar. Son seçimde birinci parti çıkan CHP’yi de eritip ortaklığa katarlarsa tüm siyasileri yanlarına alıp ülkeyi kirli ortaklarla keyfîlerine göre yönetecekleri bir düzen kurguluyorlar.

Şer odaklarıyla ortaklığa girmiş bir iktidar eliyle ülkede yaşama hakkı elinden alınan insanlar çok büyük acılar yaşadı, on binler hapislerde süründü, aileler dağıldı, çocuklar anne baba şefkati görmeden büyüdü, bazıları göç yollarında yaşamını yitirdi, kimi bütün birikimini kaybetti hayata sıfırdan başlamak zorunda kaldı onların ellerindeki tüm imkanları alıp yaşamlarına son vermeyi düşünenlerin yaptığı kirli oyunu dindarlar üstlendi.

Fakat mağdurlar her şeylerini yitirseler bile insani değerlerini kaybetmediler, olayların hep aleyhte geliştiği bir dönemde bile asla ümitsizliğe düşmediler. Dünyayı ahiretin bir koridoru gibi gördüklerinden ahiretin baş döndürücü nimetlerini düşünerek karşılaştıkları her sıkıntıya katlandı kaybettiklerinin endişesinden çabuk sıyrıldılar. Hep olumlu düşündü hep olumlu işlerde koşturdu gittikleri yerde bir yandan hayata tutunmaya çalışırken bir yandan da o beldeye nasıl katkı sunabiliriz kaygısını taşıdırlar. Yüce yaratıcıya güvenmenin verdiği moral ve motivasyonla en dayanılması zor saldırılara bile direnip ümitle üzerlerine düşen görevi yaptılar.

*Fethullah Gülen’in “herkul.org” sitesindeki yazısından faydalanılmıştır.

İsmail S. Gülümser



Kaynak: https://aktifhaber.com/analiz/ismail-s-gulumserin-yazisi-dunyanin-cazibesine-kapilanlar-kararli-durus-sergileyemez.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder